“Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır, intihar.
Yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak,
felsefenin temel sorusuna yanıt vermektedir”
Albert Camus, Sisifos Söyleni
İntihar; insanoğlunun en trajik ve anlaşılması güç davranışlarından birisidir. Biyolojik olarak hayatta kalmaya programlanmış ve en büyük korkularından birisi ölüm olan bir canlının kendi eliyle canına kıymasını anlamlandırmak oldukça zordur. Sevilen bir kişinin ölümü başlı başına yıkıcı bir yaşantıyken, bir de bu ölüm kişinin kendi elinden olduğunda yarattığı etki çok daha fazla olmaktadır. Doğal bir ölümün ardından genelde hissedilen duygu üzüntü ile sınırlıyken, bir yakının intiharı üzüntü, öfke, suçluluk ve anlamsızlık gibi birçok duygunun bir arada yaşanmasına yol açabilir. Her ölümde ateş düştüğü yeri yakarken, söz konusu intihar olduğunda ateşin şiddeti ve etkilediği alan çok daha büyük olabilir.
İnsanların tarih boyunca intihara bakışı hep aynı kalmamış, zamanla değişiklik göstermiştir. Örneğin 1900’lü yıllara kadar Avrupa’nın birçok yerinde intihar ahlaksızlık olarak görülmüş ve intihar edenlere bir suçlu gibi muamele edilmiştir. Hayat, insana Tanrı tarafından verilen bir emanet olduğundan, kendini öldürmek bir anlamda Tanrıya karşı işlenmiş bir suç olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle intihar eden kişiyi, ayaklarından ağaca asmak, sokaklarda cesetlerini sürüklemek ve herkesten uzak bir yere gömmek, geride bıraktığı mallarına el koymak gibi uygulamalar yaygın olarak uygulanmıştır. Daha sonra 1900’lü yılların başında psikiyatri ve psikoloji gelişmeye başladıkça intihar bir suç veya ahlaksızlık olmaktan çıkıp, tıbbi bir sorun haline gelmiştir. Böylelikle cezalandırma, yerini tedaviye bırakmıştır. Bugün artık ruh sağlığı uzmanları, insanların kendilerini öldürmeye iten sebepleri araştırmakta ve intiharı önleyebilmek amacıyla neler yapılabileceği üzerine çalışmaktadır.
İntiharın yaygınlığı
Dünyada her sene kaç kişinin intihar ettiğini kesin olarak bilemesek de kapsamlı araştırmalara dayanan tahminler her yıl yaklaşık 700 bin kişinin intihar ederek hayatına son verdiğini göstermektedir. Ülkemizde de yılda yaklaşık 3-4 bin kişinin intihar ettiğini düşünülmektedir. Hem dünyada hem de ülkemizde 15-29 yaş arasında en önde gelen ölüm sebeplerinden birisi de intihardır.
İntihar ederek yaşamına son verenlerin yanında çok daha fazla insan intihar girişiminde bulunmakta ama neyse ki bunda başarılı olamamaktadır. Yapılan tahminler intihar girişimlerinin, tamamlanmış intiharların (kişinin hayatını kaybettiği durumlar) yaklaşık 20 katı olduğunu göstermektedir. Cinsiyetler açısından ise önemli bir farklılık vardır: Kadınlar daha fazla intihar girişiminde bulunurken, tamamlanmış intihar erkeklerde daha yaygındır. Bunun en önemli sebebinin, erkeklerin hayatta kalma şanslarının daha düşük olduğu yöntemleri tercih etmeleridir.
İntihar için Risk Etmenleri
Kimin ilerde intihar edeceğini ve kimin etmeyeceği önceden tahmin etmek pek mümkün değildir. Fakat yapılan bilimsel araştırmalar intiharla ilişkili bazı risk etmenleri belirlemiştir. Risk etmenleri ya da risk faktörleri kavramı, bir sorunun ortaya çıkma olasılığını arttıran durumları anlatmak için kullanılan bir ifadedir. Örneğin sigara içmek, kalp krizi açısından bir risk faktörüdür. Yani sigara içen birisinin kalp krizi geçirme ihtimali, içmeyen birisinden daha yüksektir. Elbette ki riskin yüksek olması, bahsi geçen sorunun mutlaka ortaya çıkacağı anlamına gelmez, yalnızca ihtimalin daha yüksek olduğunu gösterir. Yapılan birçok araştırma intihar için de çeşitli risk faktörleri saptamıştır. Aşağıdaki faktörlerin bir arada olması, kişinin intihar riskinin yüksek olduğuna işaret edebilir:
İntihar Hakkında Bilinmesi Gerekenler
İntihar Riski Olan Birine Karşı Nasıl Yaklaşmalı?
Sonuç olarak intihar çok ciddi bir konudur ve psikiyatrik sorunlarla da yakından ilişkilidir. İntihar davranışında bulunan kişilerin temel amacı ölmekten çok, yaşadıkları yoğun acıdan kurtulma istediğidir. Bu nedenle hissettikleri acıdan kurtulmalarında yardımcı olabilecek başka seçenekler olduğunu anladıklarında kendini öldürme motivasyonları da azalır. Fakat tek çıkar yol olarak ölümü gördüklerinde ise kötü sonuçların ortaya çıkma ihtimali artar. Bu nedenle yakınlarınızda ölümden ve kendini öldürmekten söz eden birileri olduğunda bunu ciddiye almak ve hemen harekete geçmek oldukça önemlidir.
Kaynaklar
Alvarez, S. (1994). İntihar: Kan dökücü tanrı. Ankara: Öteki Yayınevi
Devrimci Özgüven, H. ve Sercan, M. (2019). İntiharı anlama ve müdahale: Temel kitap. Ankara: Türk Psikiyatri Derneği Yayınları
Dünya Sağlık Örgütü. https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/suicide
Eskin, M. (2012). İntihar: Açıklama, Değerlendirme, Tedavi ve Önleme. Ankara: Hekimler Yayın Birliği
Gili, M., Castellví, P., Vives, M., de la Torre-Luque, A., Almenara, J., Blasco, M. J., … & Roca, M. (2019). Mental disorders as risk factors for suicidal behavior in young people: A meta-analysis and systematic review of longitudinal studies. Journal of affective disorders, 245, 152-162.
Irigoyen, M., Porras-Segovia, A., Galván, L., Puigdevall, M., Giner, L., De Leon, S., & Baca-García, E. (2019). Predictors of re-attempt in a cohort of suicide attempters: a survival analysis. Journal of affective disorders, 247, 20-28.
Kaya, N. (1999). Neden intihar ediyorlar?. İstanbul: Nesil
Basım Yayın
Owens, D., Horrocks, J., & House, A. (2002). Fatal and non-fatal repetition of self-harm: systematic review. The British Journal of Psychiatry, 181(3), 193-199.
Parra-Uribe, I., Blasco-Fontecilla, H., Garcia-Parés, G., Martínez-Naval, L., Valero-Coppin, O., Cebrià-Meca, A., … & Palao-Vidal, D. (2017). Risk of re-attempts and suicide death after a suicide attempt: a survival analysis. BMC psychiatry, 17(1), 1-11.