Travma ve İlişkili Sorunlar

Travma nedir ?

Herkes günlük hayat içerisinde çeşitli zorluklar ve sorunlarla karşılaştır. Yaşanan bu güçlükler bireyin kendisini mutsuz, çaresiz, endişeli vb. hissetmesine yol açar. Birey bu noktada çeşitli kaynaklarını (örn. geçmiş deneyimler, sosyal destek vs.) kullanarak yaşadığı sorunlar ve onun etkileriyle baş etmeye çalışır. Bu çaba sıklıkla başarıyla sonuçlanır, zamanın da geçmesiyle birlikte yaşanan olumsuz duygular şiddetini kaybeder ve en sonunda birey eski düzenine yeniden döner. Fakat bazen olayın etkisi ve şiddetini o kadar büyük olur ki kişinin baş etme becerileri bu durum karşısında yetersiz kalır. Kişiyi ruhsal olarak önemli ölçüde etkileyen, günlük hayatını sürdürmekte zorlanmasına neden olan, kendisine ve dünyaya bakışını değiştirebilecek nitelikteki olaylar “travmatik olay” olarak adlandırılırken, yaşanan bu olaya ilişkin kişilerin tepkileri ise “travmatik tepki” olarak adlandırılır. Bireysel farklılıklar nedeniyle herkeste aynı etkiyi yaratan bir travmatik olaylar listesi olmasa da bireylerin bedensel ve ruhsal bütünlüğüne tehdit oluşturan, dehşet ve çaresizlik hissetmesine neden olan çeşitli doğa olayları (örn. deprem, sel, yanardağ patlaması vs.), fiziksel ve cinsel saldırılar, kazalar (örn. trafik kazası, uçak veya tren kazası) gibi olaylar sıklıkla travma tepkileriyle sonuçlanır.

 
Travma tepkileri nelerdir?

Travmatik olayların sonucunda bireylerin gösterdiği tepkiler açısından önemli farklılıklar olsa da yaygın olarak gözlenen bazı ortak belirtiler vardır. Aşağıda listelenen çeşitli belirtiler travmatik olayın hemen ardından ortaya çıkarlar ve bireyin günlük hayatını ciddi anlamda etkiler. Fakat bu tepkilerin bir hastalık belirtisi olmadığını, anormal duruma verilen normal tepkiler olduğunu ve insanların büyük bir çoğunluğunda (%85-90) zamanla kendiliğinden geçtiğini bilmek önemlidir. Nasıl ki fiziksel bir bağışıklık sistemimiz vardır ve bu da vücudumuza giren her mikrobun hastalık yaratmasını önler, benzer şekilde her travmatik yaşantı bireyin psikolojik bozukluk geliştirmesine neden olmaz.

 
Yaygın görülen bazı travma tepkileri

  • Uykuya dalmakta ve uykuyu sürdürmekte zorluk
  • Kabuslar
  • İştahta bozulma (gereğinden çok veya az yeme)
  • Sürekli olarak kaygılı ve tetikte hissetme
  • Çok kolay ve hızlı bir şekilde kaygıya kapılma
  • Bir şeylere odaklanmakta ve dikkatini toplamada zorluk
  • Zihnin travmatik olayla aşırı meşgul olması
  • Olayı hatırlatan yer, insan, eşya vs. kaçınma
  • Çevreye ve diğer insanlara yabancılaşma
  • Çaresiz, umutsuz ve depresif hissetme
  • Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)
Her ne kadar travmatik bir olay deneyimleyen insanların büyük bir çoğunluğu olaydan kısa bir süre sonra eski ruhsal durumlarına dönerek hayatlarına kaldıkları yerden devam etseler de bazı bireylerde belirtilerin şiddeti zamanla azalmaz (ya da yeteri kadar azalmaz). Olayın etkileri uzun süre boyunca devam eder ve bireyin hayatının birçok alanında ciddi olumsuz sonuçları olur. Travmatik bir olayın ardından aşağıdaki belirtilerin bir aydan uzun sürdüğü durumlarda travma sonrası stres bozukluğu tanısı konur.
 
  • Olaya ilişkin rahatsız edici anıların sıklıkla zihne gelmesi
  • Olayla ilişkili ve kişiye önemli ölçüde rahatsızlık veren kabuslar
  • Olayı hatırlatan her türlü uyarandan (örn. yer, kişi, nesne vs.) kaçınma. Örneğin trafik kazası geçirdikten sonra bir daha arabaya binememe veya travmatik olayın yaşandığı yere gidememe
  • Olayın detaylarını hatırlamakta güçlükler
  • Olayın ardından ortaya çıkan çeşitli olumsuz inançlar (“İnsanların hiçbiri güvenilir değildir”, “Ben kötüyüm”, “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”)
  • Olayın ardından dikkat bozuklukları, duyguları yönetmede zorluklar, her an tetikte olma, uyku sorunları gibi zorluklar yaşama
 

Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan bireyler için travmatik olay genellikle hayatlarında bir dönüm noktası olarak görülür. Olayın ardından belirgin davranışsal, duygusal ve bilişsel (düşünce ve inançlar) değişiklikler olur. Özellikle bazı durumlarda bireylerin yaşayacakları psikolojik zorlukların şiddeti daha fazla olur. Kadınlarda, yaşlı ve çocuklarda, eğitim düzeyi düşük / ekonomik durumu kötü olanlarda, daha önce başka bir travmatik olay yaşamış olanlarda, olay öncesinde psikiyatrik bir bozukluğu olanlarda, sosyal destek kaynakları yetersiz olanlarda, olayın şiddetinin fazla olduğu durumlarda psikolojik bir rahatsızlık geliştirme riski fazladır. İnsanların %1-13’ü yaşamlarının bir döneminde TSSB tanısı alır.

 
Travmanın Yarattığı Sorunların Tedavisi

Travmatik olayın yarattığı etkilerin tedavisinde birinci seçenekler psikoterapilerdir. Özellikle bilişsel davranışçı terapi ve göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme (EMDR) yöntemleri birçok bireyde belirgin bir iyileşme sağlamaktadır. Travmanın bilişsel davranışçı terapisinde öncelikle, danışana yaşadığı sorununun neden devam ettiği ve nasıl çözüleceği konusunda bir bilgilendirme yapılır. Ardından bireyin kaçındığı durumlara aşamaları bir şekilde maruz kalarak kaygısının azaltılması sağlanır. Bu aşamada nefes egzersizleri ve aşamalı kas gevşetme egzersizleri de sıklıkla kullanılmaktadır. Ayrıca travmatik olayla ilişkili çeşitli olumsuz düşünceler üzerinde çalışır. EMDR terapisinde ise yaşanan zorlukların travmatik olayın zihinsel olarak işlenememesinden kaynaklandığını düşünüldüğünden, çeşitli çift taraflı uyarımlarla (örneğin göz hareketleri) olayın yeniden işlenerek, olayla ilişkili uyumsuz inançların yerine daha daha işlevsel ve gerçekçi inançların yerleştirilmesi amaçlanır. Bir diğer seçenek olan ilaç tedavileri de çeşitli travmatik belirtilerin (örn. istemdışı düşünceler, kaygı, sinirlilik, depresif duygudurum) azaltılmasında yardımcı olabilir.

 
Travmatik bir olay yaşayan birisine nasıl yaklaşmalı?
 

İnsanların büyük bir çoğunluğu hayatlarının bir döneminde en az bir travmatik deneyim yaşamaktadır. Bu da yakın çevremizdeki insanların da başına böyle bir durumun gelme ihtimalinin oldukça yüksek olduğu anlamına gelmektedir. Bu nedenle travmatik durumların ardından nasıl davranılacağını bilmek oldukça önemlidir. Çünkü travma yaşamış bireyin çevresindeki insanların tutum ve davranışları kişinin bu travmadan ne kadar etkileneceği ve psikolojik bir bozukluk geliştirip geliştirmeyeceği üzerinde çok önemli bir etkiye sahiptir. Basitleştirecek olursak-diğer faktörleri de unutmamak kaydıyla- çevredeki insanlar kişinin kısa sürede kendini toplamasına ve eski ruhsal durumuna dönmesine yardımcı olabileceği gibi, kişiyi psikolojik zorluklara yaşamaya da ilebilir. Aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurmak yararlı olabilir.

 
  • Travmatik olaylar bireyin güven duygusunu temelden sarsabilir. Bu nedenle ilk yapılması gereken şey bireyin güvenliğini sağlamaktır.
  • Yaşanan olaya ilişkin duygu ve düşünceleri paylaşmak iyileşme sürecinin vazgeçilmez bir ögesidir. Olay hakkında konuşmak istediğinde yargılamadan, eleştirmeden, sıcak ve kabullenici bir tutumla dinlemek son derece önemlidir. Fakat kişi anlatma konusunda kendisini hazır hissetmiyorsa da zorlamamak gerekir.
  • Eğer kişi günlük ihtiyaçlarını kendi karşılayabiliyorsa (örn. yemek yapmak, temizlik yapmak vs.), bunu engellemek ve her türlü ihtiyacını onun yerine yapmak doğru bir yaklaşım değildir. Olabildiğince kısa bir süre içerisinde -kişiyi zorlamadan- eski hayat düzenine dönmek doğru bir strateji olacaktır.
  • Sosyal destek ilerde gelişebilecek psikolojik bozukluklara karşı en önemli koruyucu kalkandır. Bu nedenle bir arada olmak, kişiyi çevresindeki insanlarla etkileşim kurmaya teşvik etmek ve buna imkan sağlamak oldukça önemlidir.
  • Kişinin kronik bir rahatsızlığı varsa ve bunun için düzenli olarak tedavi alıyorsa, tedavisinin aksamaması gerekir. Olayın yarattığı etki nedeniyle kişi ilaçlarını almayı unutabilir ve bu da fiziksel olarak daha da kötüleşmesine neden olabilir. Bu nedenle düzenli tedavilerin sürmesini sağlamak gerekir.
  • Olayın yarattığı etkiye baş etmek için alkol ve madde kullanmak doğal iyileşme sürecini sekteye uğratır. Bu nedenle kişinin bu yöntemleri kullanmasını olabildiğince engellemek ve bunların yerinde daha sağlıklı olanların (örn. insanlarla konuşmak, yürüyüş yapmak, meditasyon yapmak vs.)
  • Olayın hemen ardından çok şiddetli tepkiler görülse bile bunların önemli bir kısmı zamanla azalacaktır. Bunu akılda tutmak daha iyimser bir bakış açısına sahip olmayı ve daha az kaygılanmayı sağlayabilir.
  • Olayın üzerinden bir aylık süre geçmesine rağmen, herhangi bir iyileşme gözlenmiyorsa, kişiyi profesyonel bir yardım almak konusunda teşvik etmek gerekir.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
     Kaynaklar
 

Aker, A. T., Taycan, O. ve Çelik, F. (2019). Travma ve stresörle ilişkili bozukluklar. Türk Psikiyatri Derneği Yayınları.

Briere, J. N. ve Scott, C. (2016). Travma terapisinin ilkeleri (Genç, B. D., çev). İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları

Cantekin, D. (2020). Travma ile ilişkili bozukluklar. DSM-5’e göre anormal psikoloji içinde (s. 225-251). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.

De Jongh, A., Amann, B. L., Hofmann, A., Farrell, D., & Lee, C. W. (2019). The status of EMDR therapy in the treatment of posttraumatic stress disorder 30 years after its introduction. Journal of EMDR Practice and Research, 13(4), 261-269.

Ehret, M. (2019). Treatment of posttraumatic stress disorder: Focus on pharmacotherapy. Mental Health Clinician, 9(6), 373-382. 10.9740/mhc.2019.11.373

Follette, V. M. ve Ruzek, J. I. (Eds.). (2006). Cognitive behavioral therapies for trauma. Guilford Press.

Hamblen, J. L., Norman, S. B., Sonis, J. H., Phelps, A. J., Bisson, J. I., Nunes, V. D., … & Schnurr, P. P. (2019). A guide to guidelines for the treatment of posttraumatic stress disorder in adults: An update. Psychotherapy, 56(3), 359-373. https://doi.org/10.1037/pst0000231

Herman, J. (2017). Travma ve iyileşme (Tosun, T., çev). Literatür Yayınları

Koenen, K. C., Ratanatharathorn, A., Ng, L., McLaughlin, K. A., Bromet, E. J., Stein, D. J., … & Kessler, R. (2017). Posttraumatic stress disorder in the world mental health surveys. Psychological medicine, 47(13), 2260-2274. https://doi.org/10.1017%2FS0033291717000708

Shapiro, F. (2016). Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme: temel prensipler, protokoller ve prosedürler (Şaşzade, M. ve Sansoy, I., çev.). Okuyanus Yayınları

Yüksel, Ş. ve Başterzi, A. D. (2021). Kitlesel travmalar ve afetlerde ruhsal hastalıkları önleme, müdahale ve sağaltım kılavuzu. Türk Psikiyatri Derneği Yayınları.

Scroll to Top