OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK (OKB)

     Önceleri bir kaygı bozukluğu olarak sınıflandırılan fakat günümüzde ayrı bir başlık altında ele alınan obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) yaygın olarak görülen ve bireylerin hayatlarını sürdürmelerini oldukça güçleştiren bir psikolojik zorluktur. OKB’nin iki temel özelliği vardır: Obsesyonlar (takıntı) ve kompulsyonlar (zorlantı). Bunlar bireylerde genellikle bir arada görülmekle birlikte bazen tek başına da görülebilir. Yapılan çalışmalar OKB’nin yaşam boyu yaygınlığının yaklaşık %2-3 civarında olduğunu göstermektedir. Bu da dünyada milyonlarca insanın bu sorundan muzdarip olduğu anlamına gelmektedir.

     Obsesyonlar bireylerin zihinlerine istemsizse gelen, belirgin bir kaygı veya sıkıntıya neden olan çeşitli düşünceler, dürtüler ve görüntülerdir. Bireyler, oldukça rahatsız edici olan bu zihinsel içeriklerden kurtulmak için onları yok saymaya, bastırmaya, dikkatlerini dağıtmaya çalışırlar. Fakat sıklıkla bu girişimler başarısızlıkla sonuçlanır ve hatta bu çabalar obsesyonların şiddetlenmesine neden olur. Obsesyonlar çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir:

  • Şüphe ve kontrolle ilgili obsesyonlar: Bu tür obsesyonlarda bireyler yaptıkları/yapmadıkları şeylerden bir türlü emin olamazlar. Ocağı kapatıp kapatmadığı, evin/arabanın kapısını kitleyip kitlemediği, ütünün fişini prizden çekip çekmediği, bir maili gönderip göndermediği vs. gibi konularda tekrarlayan bir biçimde şüpheye düşerler ve bu da kendilerini sürekli huzursuz ve kaygılı hissetmelerine neden olur.
  • Temizlik ve bulaşmayla ilgili obsesyonlar: Halk arasında temizlik takıntısı olarak da bilinen bu tür obsesyonlara sahip bireyler, kirli olduğunu düşündükleri yüzeylere, nesnelere dokunmaktan ve bunun bir sonucu olarak hastalık kapmaktan aşırı bir şekilde korkarlar. 
  • Dini obsesyonlar: Tanrıya, dini simgelere, peygamberlere yönelik hakaret, küfür veya cinsel içerikli düşüncelerin zihne gelmesi veya böyle bir ihtimalin olması durumudur. Özellikle ibadet ederken veya kutsal olduklarını düşündükleri mekanlardayken (örn. cami, türbe vs.) dini obsesyonlar şiddetlenebilir. Kişi obsesyonları nedeniyle günahkar olmaktan veya dinden çıkmaktan yoğun korku duyar.
  • Şiddet ve cinsellikle ilgili obsesyonlar: Başka birisine aniden ve kontrol dışı bir şekilde fiziksel veya cinsel bir saldırı yapabileceğine ilişkin düşünceler, dürtüler veya zihne gelen görüntülerdir. Cinsel birliktelik yaşaması uygun olmayan kişilere (örn. yakın akrabaları, çocuklar, hayvanlar vs.) yönelik herhangi bir cinsel istek duyup duymadığına yönelik obsesyonlar olabileceği gibi kişinin cinsel yönelimi konusunda çeşitli obsesyonlar (Örn. eşcinsel miyim?) deneyimlemesi de yaygın olarak görülür. 
  • Simetriyle ilgili obsesyonlar: Etrafındaki nesnelerin kusursuz ve simetrik bir şekilde görünmesi ve sıralı olmasıyla ilgili obsesyonlardır. Simetri obsesyonları olan bireyler nesnelerin eğik, düzensiz, uyumsuz görünmesinden aşırı rahatsız olurlar. Genellikle bu kusursuzluk ihtiyacı nesnelerle sınırlı kalmaz, hayatın her alanında tam bir mükemmellik arayışı ortaya çıkar

     Kompulsyonlar ise yukarıda bazı örnekleri verilen obsesyonların yarattığı sıkıntıyı azaltmak amacıyla gerçekleştirilen çeşitli davranışlardır. Bazı kompulsif davranışlardan dışarıdan gözlemlenebilirken, bazıları çeşitli zihinsel faaliyetlerle sınırlı kalabilir. Şüpheye düşülen durumlarda tekrar tekrar kontrol etmek (örn. evin/arabanın kapısını kontrol etmek), akla dini bir obsesyon geldiğinde içinden dua etmek veya bazı ritüelleri tekrar etmek, olası mikrop ve kirlerden kurtulmak için uzun süre boyunca ellerini yıkamak/duş almak, cinsel istek hissedip hissetmediğini anlayabilmek için bedeni incelemek, eşyaları sürekli düzenlemek vs. gibi davranışlar yaygın olarak görülen kompulsyonlara örnek olarak verilebilir. Her ne kadar kısa vadede yaşanan sıkıntıyı azaltsa da kalıcı bir rahatlık sağlamazlar ve bir süre sonra kişi tekrar sıkıntı hissetmeye başlar.

OKB ile ilgili genel görünüm

     Yukarıda bahsedilen çeşitli obsesyonlar ve kompulsyonlar belirli derecelerde hemen herkeste görülür. Fakat OKB’li bireylerde çok daha sık ve şiddetli olarak ortaya çıkarlar ve hayat kalitesi üzerinde ciddi bir bozulmaya yol açar. Duş almak için saatlerini harcamak, her gün neredeyse tüm günü temizlik yaparak geçirmek, aklına gelen takıntılı düşünceleri zihninden uzaklaştırmak için uğraşmaktan iş veya okulda verimliliğin düşmesi, dini takıntılar nedeniyle derin suçluluk duymak ve ibadetlerini yerine getirememek OKB’li bireylerde yaygın olarak görülen sorunlardır. Yaşanan sıkıntıyla baş etmek için bazı yer ve nesnelerden uzak durmaya çalışılır (Örn. Cinsel obsesyonları olan hasta, karşı cinsle bir arada olmamaya çalışır veya temizlik takıntısı olan birisi evin dışında yemek yemek veya tuvalete gitmekten kaçınır) ve bazı kompulsif davranışlar tekrar edilir. Tüm bu baş etme çabaları sorunun sürmesine neden olur. OKB belirtileri hemen her zaman yoğun sıkıntı, utanç ve suçluluk duyguları yaratır.. OKB tanısı almış bireyler genellikle belirsizliğe tahammül etmekte zorlanan, katı inanç ve kurallara sahip, mükemmeliyetçi eğilimleri yüksek, olumsuz ve felaketleştirici düşünmeye yatkın, abartılı sorumluluk inancına sahiptirler. 

OKB’nin Tedavisi

     Belirtiler nedeniyle duyulan utanç veya OKB belirtilerini bir kişilik özelliği sanmak (örn. temizlik takıntılarını titizliğin bir göstergesi olarak görmek) gibi sebeplerle birçok insan yaşadıkları zorluklara rağmen tedavi arayışına girmemekte ve uzun yıllar boyunca hastalığın yarattığı olumsuzluklarla yaşamaktadır. Neyse ki OKB de diğer birçok psikolojik sorun gibi bir kader değildir ve günümüzde geliştirilen çeşitli tedavi yöntemleriyle tedavi edilebilmektedir. Bu noktada öne çıkan iki tedavi yaklaşımı ilaçlar ve bilişsel-davranışçı terapidir. 

     İlaç tedavileri alanında uzman psikiyatri doktorları tarafından hastanın ve hastalığın özelliği göz önünde bulundurularak düzenlenir. İlaçlardan yeterli faydayı sağlamak için doktorun önerdiği dozda ve sürede kullanmak, düzenli takip görüşmelerine katılmak oldukça önemlidir. İlaç tedavileri birçok insanda belirtilerin azaltılmasında etkili olsa da ilaçların etkilerini göstermesi 1-2 ayı bulabilmektedir. Bu nedenle vaktinden önce ve uzman görüşü almadan ilaçların kesilmesi tedavi sürecini olumsuz etkileyebilmektedir.

     OKB tedavisinde en yaygın olarak kullanılan tedavi yöntemlerinden birisi de bilişsel davranışçı terapidir. Kısa süreli ve yapılandırılmış bir terapi yaklaşımı olan bilişsel davranışçı terapide; danışanın yaşadığı zorluklar hakkında kapsamlı bir değerlendirme görüşme gerçekleştirildikten sonra; hastalık ve tedavi süreci hakkında bilgilendirme yapılarak danışanla birlikte bir tedavi programı oluşturulur. Sorunun devam etmesinde rol oynayan işlevsiz düşünceler ve inançlar belirlenir ve bunların değiştirilmesi sağlanır. Ardından yaşadığı sorunla baş etmek için geliştirilen fakat sorunun daha da şiddetlenmesine neden olan çeşitli davranışlar (örn. kaçınma, güvenlik davranışları, aşırı kontrol vs.) belirlenerek, bunların üzerinde çalışılır. Yapılan çok sayıda araştırma; OKB tedavisinde en etkili tedavi yönteminin bilişsel davranışçı terapi olduğunu göstermektedir. 

Kaynaklar

American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). American Psychiatric Publishing.

Elliott, C. H. ve Smith, L. L. (2018). Obsesif-Kompulsif bozukluk. Nobel Akademik Yayıncılık

García-Soriano, G., Rufer, M., Delsignore, A., & Weidt, S. (2014). Factors associated with non-treatment or delayed treatment seeking in OCD sufferers: a review of the literature. Psychiatry Research, 220(1-2), 1-10. https://doi.org/10.1016/j.psychres.2014.07.009

Hyman, B. M. ve Pedrick, C. (2020). Obsesif kompulsif bozukluk çalışma kitabı (2.baskı). Psikonet Yayıncılık

Köroğlu, E. (2015). Psikiyatri başvuru elkitabı. Hekimler Yayın Birliği

Leichsenring, F., Steinert, C., Rabung, S., & Ioannidis, J. P. (2022). The efficacy of psychotherapies and pharmacotherapies for mental disorders in adults: an umbrella review and meta‐analytic evaluation of recent meta‐analyses. World Psychiatry, 21(1), 133-145.

Mao, L., Hu, M., Luo, L., Wu, Y., Lu, Z., & Zou, J. (2022). The effectiveness of exposure and response prevention combined with pharmacotherapy for obsessive-compulsive disorder: A systematic review and meta-analysis. Frontiers in Psychiatry, 13, 973838.

Martin, P. (2022). The epidemiology of anxiety disorders: a review. Dialogues in clinical neuroscience. https://doi.org/10.31887/DCNS.2003.5.3/pmartin

Öst, L. G., Havnen, A., Hansen, B., & Kvale, G. (2015). Cognitive behavioral treatments of obsessive–compulsive disorder. A systematic review and meta-analysis of studies published 1993–2014. Clinical psychology review, 40, 156-169. https://doi.org/10.1016/j.cpr.2015.06.003

Pittenger, C. (2017). Obsessive-compulsive disorder:  Phenomenology, Pathophysiology, and Treatment. Oxford University Press

Purdon, C. ve Clark, D. A. (2013). Takıntılarla başa çıkma: obsesif-kompulsif bozukluğunuzu kontrol altına almanın yolları (2.baskı). Psikonet Yayıncılık

Stein, D. J., Costa, D. L., Lochner, C., Miguel, E. C., Reddy, Y. J., Shavitt, R. G., … & Simpson, H. B. (2019). Obsessive–compulsive disorder. Nature reviews Disease primers, 5(1), 52-

 
Scroll to Top